üniversitedeyken çok sevdiğim, saydığım, bu nedenle her zaman dikkatle diyaloğa girdiğim hocamla yıllar sonra bir gün vapurda karşılaştım.7-8 yaşlarında bir çocuğun elinden tutmuş halde buldum onu. çocuğu var mıydı yok muydu bi bilgim de yoktu.
hocayla kararsız bir göz teması ardından selam vererek yaklaştım. kısa olacağı belli ama sürpriz sonlu olacağı henüz bilinmeyen sohbet az sonra başlayacaktı. çocuğa kısaca bi göz attığımda onun da bana tekinsiz bir ifadeyle baktığını görür gibi oldum.
- merhaba hocam? nasılsınız?
- ooo, merhaba, teşekkür ederim, iyiyim... sen nasılsın?
- iyiyim hocam, sağolun ehehe...
- ...... (hoca başını sallayarak gülümsedi; yanındaki çocuk kafayı kaldırmış, gözlerini dikmiş, gözünü kırpmadan bakıyo bana)
aman sessizlik olmasın telaşıyla, çocuğa gülümsedim ve hocaya şöyle bi soru buldum sormak için:
- sizin çocuğunuz mu? (hoca yine başını sallayıp gülümserken)
çocuktan yanıt geldi/çocuk konuştu/çocuk geri kalmadı/çocuk yapıştırdı:
- arkadaşı gibi mi görünüyorum?
- ..... (cevab veremedi)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder