patronla biraraya gelmemizin sebebi kabak gibi ortadayken(maaşa zam), ağzımı açacağım andan itibaren beni dinleme işini, kulaklardan alıp götüne vereceğini bildiğim için (bkz: kiralık başlıklı yazının kiralık köle kısmı) bu kez tedbirliydim. konuya beklenmedik bir şaşırtmacayla girecektim:
- evet burcu, seni dinliyorum. (içinden: "göt, sendeyiz")
- maaşıma yüzde yirmi zöm istiyorum!!
- maaşıma yüzde yirmi zöm istiyorum!!
ilk anda ne dediğimi anlamayacak, boş bulunup "zöm?" "sen zöm mü dedin?" "efendim?" "anlamadım?" olmadı "pardon?" diyecek, doğallıkla anlayamamasının sebebinin götünden dinlemesi olduğunu zannedecek veee kulaklarını açmak zorunda kalacaktı. işte ben de o dikilmiş savunmasız kulaklara allaaahüeksper dercesine üç kere zerkedecektim:
- zam! zam! zam!
hadi şimdi de götünden dinle bakalım patron! hehe..
evet bu bana harika bir fikir gibi gelmişti ve hatta bu fikirden tümevararak şu hayatta herşeyin bişeyi olduğuna, çok aptalca olduğu için hiç prim vermediğimiz, dilde yaşama imkanı tanımadığımız bazı memedalibey esprilerinin, doğru yerde kullanılırsa bir silaha dönüşeceğine kâni oldum.
patronla bir araya geldiğimizde herşey tahmin ettiğim gibi gerçekleşti ve ben planımı eksiksiz uyguladım. şaşırtmacam tam da beklediğim tepkiyi gördü vs. fakat devamı vardı. başlayan bu tuhaf görüşmenin illaki bir sonucu olacaktı. sonradan anladım ki, planım sonuç odaklı değil süreç odaklı idi. sürece o kadar odaklanmışım ki elde etmek istediğim sonuçla hiç ilgilenmemiştim. taktik diyordum ama "taktik" dediğimiz kavramın bile sonuca odaklı bir içeriği vardı.
yani şekerim patron bu... şirketinde gelir gider dengesi kurma ve tasarruf edecekse nereden edeceği(işçinin cüzdanından hatta sittiret cüzdanı, cüzdanıyla beraber komple işçiden) gibi konularda her zaman salağa yatmayı seven, vahşi ekonomi dünyasında evrime mükemmel uyum sağlamış bir türden söz ediyoruz. ihtimaldir ki, bu taktiği zaten biliyordu ve diyebilirim ki bende olanı bana koydu dostlarım. peki bunu nası yaptı.
gayet basit.
konu maaşa zamsa, yılların tecrübesiyle, patronun "keşke daha iyisini yapabilsem ama ülkenin mevcut ekonomik durumu..." diye başlayan uzun girizgahıyla, bin dereden su getirmesiyle, sadede bir türlü gelememesiyle ben çoktan "anlat anlat götüm dinliyor" moduna girmiştim ve gafil avlandım. patronkişi, nezaketen dinler gibi yaptığım o kör anda birden:
gayet basit.
konu maaşa zamsa, yılların tecrübesiyle, patronun "keşke daha iyisini yapabilsem ama ülkenin mevcut ekonomik durumu..." diye başlayan uzun girizgahıyla, bin dereden su getirmesiyle, sadede bir türlü gelememesiyle ben çoktan "anlat anlat götüm dinliyor" moduna girmiştim ve gafil avlandım. patronkişi, nezaketen dinler gibi yaptığım o kör anda birden:
- kömik ama yapabileceğim 100 lirö, dedi (ve yersen bakışı)
- ha? ne? kömik mi dediniz? lirö?
- yüz! (havada ve karada)
- ayy ama memedalibey bi yardım etseniiiz. bu yüzde on bile değil.
- edeyim ama bil bakalım neden sonra?
- edeyim ama bil bakalım neden sonra?
- parmaktan mıııaahüüühühü..
başka bir başarısız taktiğim için;
bkz: işyerinde suzanlanmaya karşı kozmonot başlığı numarası
bkz: işyerinde suzanlanmaya karşı kozmonot başlığı numarası