20.06.2011

i am number four

yemin ederim spoylır yok.

filmi getiren arkadaşa nası bi film diye sorduğumda şunları söyledi, orjinalini bozmadan aktarıyorum: 
hehey yavrum bee!.. böyle film tanıtımına can kurban. bir ailedeki 4. çocuk ha? ulen film isminden yapılmış böyle bi tahminle filmin hikayesine bakınca diyorum bu bizim arkadaş. nası bi arkadaş. insanın işte böyle arkadaşları olmalı.

başroldeki çocuğun eşkalinde holivudun altın çocuk kontenjanına adaylık görüyorum. robert redford'dan sonra brad pitt'de yaşlandı, bu delikanlı akıllı olursa, altın çocuk bayrağını iyi taşıyabilir. yalnız bazı sahnelerdeki yaşar alptekinvari dansa hazır duruşları hususunda birinin uyarması lazım. tamam be konuya geçiyorum:

saldırıya uğrayan lorien adlı bir gezegenden kurtarılan 9 süper çocuk, saklanmaları için yanlarında bir korumayla dünyaya gönderilirler. hepsinin bir numarası vardır, başroldekinin numarası 4. yani hiç öyle ailedeki 4 numara filan değil.  gezegenlerine saldıran kötüler de(havalı tipler, makyaj, kostüm filan güzel) bu sabi sübyanın peşinden dünyaya gelirler ve iz sürüp zavallıları tek tek avlayıp öldürürler. bi de bunları numara sırasına göre öldürürler. filmin açılış sahnesinde 3 numara öldürülür ve şimdi sıra 4 numaradadır. hınını nın.

kötü adamlar iyiydi
bizim, farklı olduğunu bilen ama neler neler ne maydonozlu köfteler yapabileceği hakkında bi fikri olmayan, süper güçlerini kullandıkça öğrenen number 4, güvenliği için sürekli kimlik ve adres değiştirir ama her gittiği yerde de çok lazımmış gibi tahsiline devam etmek üzere bir okula yazılır. her ergen kahramanın gittiği hay skuul ortamlarda olduğu gibi burda da önce bir kıza yazılır sonra kısa boylu, çelimsiz, ezik ama bir o kadar ilime irfana meyilli çocukla arkadaş olmak zorunda kalır. çünkü okulun popüler ama ahmak oğlanı bir grup arkadaşıyla her allahın günü bu çocuğu itip kakmaktadır.

sert bi ablamız olan number 6
kötüler iz sürüyorlar. sevimli ve sadık bir köpeğimiz de var. bir de, number 4'ün kezban kız arkadaşında aradığını bulamayan erkek izleyiciler için taş gibi bir number 6 var. ayrıca number 6'nın yaşadığı evi patlatıp arkasına bakmadan gitme sahnesinde adele'den rolling in the deep çaldı ki, ben sahne üstüne şarkı da girince erken geldim üzgünüm. devamı çekilecek, nambırlar toplancak belli ki. 
izle, eğlen, unut.



o değil de, ben bu yüksekten atlayıp diz üstünde dengede düşme, düştüğü gibi kafayı kaldırıp karşıya bakış atma hareketinin hastasıyım. her filmde  geri sarıp tekrar izliyorum. ölmeden, böyle bi fotoğraflar ya da konusuz, sırf bu hareketi yaptığım bi kısa film çekeyim diyorum kendime. dizlik almalı evet.



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder