1.12.2010

eşyanın ruhu

*eski sevgilinin evindeki terlikler nasıl benim evime geldiler'in hikayesidir.*

geçtiğimiz yazdı. tabi ki hala hayatımdaydı. yeni bir ayakkabı almıştım ayağımı vurmuştu. onunla yani ayakkabıyla bir gün daha devam edemeyeceğimi anlayıp onun yani terkedenin evindeki dışarıda giyilebilir ev terliklerden biriyle işe gitmiştim idareten. sonra bütün mesaiyi şakada şukada o terliklerle geçirip akşam eve dönerken yeniden vuranları giymiş, akşamına terlikleri poşetleyip o zamanlar kaldığım teyzemlerin evine götürmüştüm. teyzeme, "bu terlikler arkadaşın geri götürcem" diye de tembiklemiştim. O da poşetiyle ayakkabılığa tıkmıştı. terlikler öylece unutuldu orada günlerce. 

sonra ben aniden ytong şefinin yanına ev arkadaşı çıkmıştım. teyzemdeki eşyalarımı bir arkadaşla birlikte bir iş çıkışı toparlayıp arabaya atmış ve yeni evime taşınmıştım. poşette unutulan terlikler o taşınma sırasında diğer ayakkabılarımla birlikte yeni eve gelmişti. meğer. farkında değildim.

-"o ev terliklerinden kurtul"
bunlar olurken bi yandan biz de sevgiliyle boş durmuyor ayrılıp barışıyorduk. sonunda da komple ayrıldık. poşetten o terlikleri ilk çıkardığımda anımsayamadım nerden geldiklerini. teyzem yanlışlıkla kendi terliklerini sokuşturmuş diye düşündüm. altları kirliydi yıkadım pakladım ev terliği olarak evde tekrar hizmete açtım. neden sonra, bir gün evde yine ayağıma bunları takmış balkonda sigara tüttürüyoken takıldı gözlerim;

haydaaaa, e bunlar onun ev terlikleriydi! amarcoooord... bigün işe bunlarla gitmiş ve evet sonra, teyzemden burayaaa. demek nerden nereyee... onun evinden birşeyler var evimde! aman tanrım. hani bi kızılderili atasözü vardı, nasıldı, "onu anlamak için onun makosenleriyle dolaş" filan mıydı neydi... bir insanla empati kurma özdeyişi. acaba terketmesine rağmen hala onu anlıyor oluşum / kendimi suçlayışım, evde her gün onun makosenleriyle dolaşmamdan mı gaynaklanıyordu? çok da rahatmış allahın cezaları. ama gerçi bu 37 numara kadın terliğiydi, o giymiyordu. ama olsundu, sonuçta onun evinden gelmişlerdi ve giyilip gezilen bişeydi. şimdi şunları yazarken düşündüğümse ne kadar gerizekalı olduğum. gerizekalı olduğumu anladığı için terketti beni. şimdi ayağımda o terlikler yok ama ben hala onu anlayıp kendimi suçlayabiliyorum bak. hurafe bunlar bee.

yine de o günden beri tedbiri elden bırakmayarak evde başka terlik giyiyorum.
fakat düşünüyorum;
giymesem de sırf evdeki varlığıyla onu unutmamı engelliyo mudur terliğin ruhu. titreşimler bişeyler filan böyle. geri vermeye kalksan, hiç olmaz. terliklerin bende kalmış mı diycem. terlikleri mi bahane ettin görüşmek için burcu diycek. eski erkek sevgiliden kadın terliği mi kalmış bana. evet bi tek onlar kalmış. kitap arasında kurutup saklamalık bi özelliği de yok. allahım nasıl bir ilişkiydi bu böyle gerçekten.  atayım ben onları atayım gitsin. tamam.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder