3.12.2010

otobüste sıkılgan dede yanı

sene 98 bilemedin 99... okula gitmek üzere yine tıklım tıkış bir belediye otobüsüne binmişim.
otobüs, her bindiğimde koltukların saçma yerleşimi yüzünden "tasarımcısı kimdir" sorusu sorduğum," ayakta daha çok insan istiflensin talimatına göre düşünmüş bir tasarımcıdır" diye kendimi yanıtladığım eski otobüslerden. hani hemen şoförün arkasında otobüs camına sırtını vermiş yan yana bir üçlü oturma grubu ve karşısında yine aynı şekilde duran ikili oturma grubu ile başlayıp ikili, tekli böyle devam edip orta kapıdan sonra yine aynı oturma odası sıcaklığı verilmiş otobüsler. evet, onlar. hala varlar. bu otobüslerde ilk kapışılanlar doğal olarak gidiş yönüne bakan, yani önüne bakan koltuklar. boş kalanlarsa hep bu içeri bakan, yolcuyu yanlamasına götüren koltuklar. işte bende mecburiyetten bu koltuklardan birine yanlamışım. yanımdakiyle en asgari teması, mümkünse temassızlığı sağlayacak şekilde yerleşim kurmuşum ve gazetemi çıkarmışım. kimseye rahatsızlık vermemek için gazetemi omuzlarım mesafesinde açmışım. okuyorum yanlana yanlana giderken.

yanına oturduğum sırada dikkatimi çekmeyen dedenin, önce elindeki tespihini şıkırdatmasını, sonra kendine meşgale ararcasına sağa sola bakınmasını farkediyorum. ya da önce kıpırdanmasını sonra tespih şıkırtısını farkediyorum. netice de gözüm hala gazetede ama dikkatim dedeye kayıyor. elindeki ufak tespihten, giyim tarzından anladığım, dede hacıdede değil, daha ziyade "ajans başladı mı" tipi bi dede. rahat durmuyor, afakanlı bir dede. dayanamayacak konuşacak bu, sohbet istiyor belli bişey. otobüsün içeri bakan, yanlamasına koltukları itibariyle zaten oturma odası sıcaklığı yakalamışlığımız da var dedeyle. 

gazetemin arka yüzündeki resimlere bakıyor, kolumun üstünden okuduğum yazılara bakıyor, sonra bana bakıyor. otobüs hızla köprüyü geçmekte.
nihayet dede çenesini iyice kolumun üzerinden gazeteye doğru uzatıp, gözleriyle yazıları işaret ederek hiç tahmin etmeyeceğim bir soru soruyor:

- ne diyo?
-?!?

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder