18.01.2011

hayat, ufak hurafelerle daha az sıkıcı olabilir

bu sabah uyandığımda penceremin kenarında uç uç böceği vardı. 
:)
ne var bunda. mı.
ya saçmalamayın, herkesin penceresine de konmuyor heralde bunlar. böcek dünyasından sürekli karşılaştığımız canlılar da değiller. götü başı beton kaplı, nefesi kömür kokan istanbul'da uçuşmayı seviyor da olamazlar. akşamdan sabaha hiçbir camı penceresi açık olmayan evde, benim odamda, benim penceremin dibinde tam da benim uyanacağım sırada eğleşmesi sizce de garip değil mi. orda takılırken buldum bunu. göz göze geldik, işmar etti bana.

uğurböceğine bakarken, dilek dileme ritüeline girmem mecbur mu ki diye düşündüm. (yeni uyanmışken sözcüklerden cümle yapamıyorum tabi, zihnimde olan biteni, aslına olabildiğince uygun türkçeye çevirerek yazıyorum şimdi buraya. yoksa çevirmesem zihnimden geçenler şuna  benziyor: behartuta dago nahi nahi) uğraşamam lan şimdi ritüelle. zaten yeni pörtlemişim. (ötu serehe sasa.  miwezi pörtlemişim tayari)  


düşündüm ki sadece aklımdan güzel şeyler geçirmek de yeterliydi bence. hem sabahları sesim kötü, ben şarkısına başlasam böcek dileğimi beklemeden can havliyle kaçıp giderdi. keşke adı sanı belli bi dilek cümlesi geçseydi zihnimden. tüh. ama henüz uyanmışken kelime dağarcığıma ulaşmam mümkün değildi. sadece tüm zihnimle gülümsedim. yani yeni uyanmışlığımı hesaba katarsak bir bezelye büyüklüğünde gülümsedim.  zihnimin bir çok departmanı hala uyuyordu.

aklımdan güzel şeyler geçti geçmesine de, o ritüel zahmetli hakkaten.bi kere konuşuyosun bunlarla. şarkısı da var. uç uç böceğim annem sana terlik papuç alacak. tuhafmış doğrusu. neyse bunu söylerken elinin üstüne alıyosun bunu, sonra uçmasını mı bekliyosun. evet bekliyosun. üfleyenler var mıydı. onlar hile yapıyorlar. nefesini tutup beklicen, uçarsa dileğin olcak uçmazsa olmucak. 
yeterince beklersen kesin olcak. (elbet sıkılıp gidecek bu hayvan)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder