14.02.2012


1 yorum :

  1. 14 Şubatın doğasında yatar hüzün. Sevgililer Günü diye pazarlayıp ekonomik hareketlilik uğruna insanları aşk pornografisine zorluyorlar: Sevdiğini hem sevdiğine, hem de ötekilere göstermek, sunduğu/sunmaya mecbur kılındığı hediyesi ile de romantizmini ispatlamak zorunda bırakılıyor insan. Halbuki, dedim ya; hüzün vardır aslında bu günün doğasında... Geçen sene kimi düşünüyordun mesela? Ya da, şu resimdeki gözü yaşlı hatun üç yıl önceki sevgililer gününde ne kadar mutluydu da, sonra kendisinden daha güzel ya da zengin bir piliç bulan erkek arkadaşı tarafından sokağa atılmış olmasın sakın? Ve böyle gider..
    İnsan yaşlanınca hayatın nasıl bir döngü olduğunu, yaşam yolunun bir girdap gibi daireler çize çize derinlere doğru gittiği farkediyor; işte o vakit diyor ki kendine, "resimdeki kız akan makyajı görülüp komik ve çirkin duruma düşmemek için mi o koca camlı güneş gözlüklerini takmış, yoksa tanınmamak için mi?"

    Çok entel dantel bir içerik oldu ama ne yapayım, böyle bir post yazacaktım bloguma, derken 14 şubat geride kaldı, baktım sen konuya değinmişsin, ayrıca profil resmini değiştirip -hiç ummazdım- foroğrafını koymuşsun oraya, üstelik bir de gülümsüyorsun, dayanamayıp yazdım ben de...

    YanıtlaSil