bilinçaltımın bir yerinde jodorowsky tarzı semboller üreten, rüyasını çekip bilince yollayan bi yer var. merkesüssü bilinçaltı olunca gidip bulmaya, karşına alıp konuşmaya ümidin de olmuyor.
bakıyosun, bi boka benzetemiyosun ama huzursuz eden, piss pezevenk bişey olduğunu hissediyosun.
hayra alamet de olmuyorlar. yani benim yakında ortaya karışık sıçacaklarımla ilgili, henüz benim de bilinç düzeyinde bilmediğim, arka bahçelerimde üretimine geçtiğim bişeylerin habercisi rüyalar bunlar.
bu sabah güne asabım bozuk başladım. çünkü rüyamda sol ayağımın bir kısmı baş parmak hizasından topuğa kadar adeta çıta gibi ayrıktı. parmak ve devamı tam kopmamış, topuktan hala ayağıma bağlı haldeydi. kalın etten çubuk gibiydi. kan yok. yara yok. acı yok. tertemiz.
öyleymiş benim o ayağım.başparmağım fazlaca ayrıkmış.
sağa sola, belirsiz birilerine soruyorum. ne yapmalıyım. dikilmeli mi yapıştırmalı mı ne yapmalı.
kimse yardımcı olmuyor. ben düşünüyorum, nası yürünür ki böyle? hep düşer bu. yürürken ayağımın altına girer bu parça, diyorum. parmakarası terlik giyemem artık, diyorum. lastikle mi paketlesem? lastikle paketleyip çorabı da giydirdim mi...
ama bunları düşünmek hiç hoşuma gitmiyor. ayağımın görüntüsü hiç iğrenç olmamakla birlikte öyle de olmaması gerekiyor. bakakalıyorum ayağımın haline sonra yine belirsiz insanlara bakıyorum sağa sola, bi yardımcı olsanız der gibi.
yol ayrımı gibi bir durum mu var? bir karar mı alacaksın bu yakınlarda? belki onunla alakalıdır...
YanıtlaSilof çok pis bir rüya
YanıtlaSilanneme anlattım. kan var mıydı, dedi, kan. yoktu neden ki, dedim. kan olsa rüya bozulur çünkü, dedi. rüya bozulması ne demek, dedim. yani rüyan çıkmaz, dedi. ee, dedim, yani bozulmadı mı şimdi, dedim. bozulmamış, dedi. nolcak rüyam çıkıcak mı anne ne diyorsun ya, dedim. hayırlara gitsin kızım belki kötü bişey değildir, kötüye yorma dedi. sonra bi sessizlik oldu. bir çığ düştü toros dağlarından aşağı. yordun beni anne dedim.
YanıtlaSil