10.03.2012

anne dili ve edebiyatı'na giriş

canım annem, şu hayatta dil dağarcığıma bilmeden zarar verenlerin başındadır. kadın dil söz konusu olduğunda adeta bir teröristbaşı.

"insan, en çok sevdiklerinin dil dağarcığını altüst eden bir varlıktır" özlü sözünü şimdilerde daha iyi anlıyorum.

deyimlere örnek:

bu kadın yıllarca "hakkına hayet yok ya" dedi durdu. kendince, bu deyimi uygun yerlerde kullandı. ben de cümle içindeki kullanımından olsun, başvurulan ortamdan olsun, deyimin anlamını çıkarmaya çalıştım ama bi sonuca varamadım. herşeyden önce ortada bir "hayet" problemi vardı. hayet neydi? (a'yı uzun okuyoruz) acaba "hakkınahayet" birleşik bir isim miydi? doğada nadir bulunan eski isimli bir bitki miydi?

yıllar içinde bu tarz dil problemlerimi ya tesadüf eseri çözdüm(haaa demek ordan geliyormuş ya da haaa telaffuz edilirken ünlü düşmesi oluyo orda  tamam şimdi oldu vs.) ya da lugat karıştırarak tek tek sözcüklerden tümevardım da rahatladım.

yıllar sonra bir gün, hep ve sadece annemden duyduğum "hakkına hayet yok ya" deyimini bir başkasından duydum. duyduğum az farklıydı ama hemen tanıdım. ne dedin bi daha söyler misin lütfen dedim.

hakkında ayet yok ya, dedi. o an bi aydınlanma oldu bende. bir gizem daha çözülmüştü.
kelimelerden sessiz harf düşürmeyi başarıp, kafasına göre ilmek arttırır gibi harf arttıran bir anneyi düşündüm. sonra kendi içimde affettim onu. isteyerek yapmadı böyle şeyleri.

şarkı sözlerine örnek:

ben küççükken, ama bak yanlamasına tutsan bu kadarken, annem mutfakta bulaşık yıkardı. ve bulaşık yıkarken çeşitli şarkılar söylerdi. bunlardan biri "yeşil ördek gibi" adlı şarkıydı. annem şarkıya şöyle devam ederdi: "....daldım çöllere, sen düşürdün beni dilden dillere ne sen beni unut ne de ben seni." ne de güzel şarkıdır dinleyelim bi yandan. te allaaam, rakı var mıydı dolapta. bak şimdi.

ben gider gelir düşünürdüm, yeşil ördek niye çöllere dalsın? bir hayvan, o kadar mı hayvan ki çöle dalıyor?  gözümde de devekuşu gibi kafasını kuma gömen bir yeşil ördek canlanırdı. ördek bunu niye yapıyordu? sonunda yeşil ördeğin normal ördeklerden farklı olduğuna, belki bu durumun renginden kaynaklandığına, hatta renginden dolayı akranları arasında dışlandığına hükmettim. küçüğüm tabi, o zamanlar radyoda televizyonda şarkıyı söyleyen müzeyyen senar çıksa kaçacak delik, kafamı gömecek bir kumluk arardım evin içinde. belki şarkıyı dinleseydim, çoktan, "çöl değil gölmüş gölmüş beee" diyebilcektim. ama o zamanlar annemin dil dağarcığımı nasıl tehdit ettiğinin bile farkında değildim. velhasıl fırsat olmadı. okula başladıktan sonraydı sanırım, güftenin doğrusunu öğrendim.. öğrenmesine ama itiraf edeyim şarkının niye yeşil ördeğin göle dalmasıyla başladığını hala kavramış değilim.


liste uzar gider, belki daha sonra devam ederiz buna etiket açayım.
son yıllarda gündemimde yine annemin "anamın eski kocası, şimdiki babam" deyimi var.
düşünüyorum....... ama olmuyor. :(

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder