![]() |
afiş güzel |
filmin türkçe adı yeryüzündeki son aşk. bu üç sözcükten yalnız biriyle filmin konusu hakkında doğru bir cümleye girilebilir mesela. o da "yeryüzündeki."
buyrun girelim:
yeryüzündeki tüm insanlığın yavaş yavaş duyularını kaybetmesi ve bu trajedinin bir kadınla erkeğin merkezinde anlatılması diyebilcaaamız. hoze saramago'nun da böyle konusu olan bir romanı vardı, körlük diye.
fikir değişik. ama children of men'e de benzer. bu kadar. filmi izlemeyenler dağılabilir.
filmi izleyen kardeşim sen beri bak;
filmi izleyen kardeşim sen beri bak;
duyular gidiyo yavaş yavaş. önce koku gidiyor, sonra onla bağlantılı olan tat. tat duyusu gidince bi zombileşiyo herkes. eğlencesine sabun, traş losyonu filan yiyolar ki, hadi tat alamıyosun ama güzel kardeşim mide denen yere göndermiyo musun bunları, düşünmüyor musun bir de bunun sıçması var. yönetmen orada "konu güzel köpürteyim" derken abartmış kanımca. tattan sonra işitme gidiyor. çok fena. en son karanlık çöküyor yani görme.
dokunma duyusuna gelmeden konu kapanıyor. madem ki kadınla erkeğin aşkı üzerinden anlatıyorsun, beklerdim ki dokunma hissinin kaybolmasıyla gelen o yalnızlığa, hatta kendine dokunurken bile gelen o tuhaf yabancılığa değinilsin. bazen kolumuzun üzerine yatarız da, kalkınca o kol, yavaş yavaş karıncalanana kadar omzumuzdan aşağı sallanan, bizden olmayan bir uzantı gibi olur ya, nası tuhaftır, bu kol hep benim miydi yaa gibisinden. dokunma duyusunun gitmesini düşünmek bile ürpertici. intihara niyetin olsa engellemeye çalışacak bir beden yok. ölmeyi kafaya koy, onun üstüne bi balta sapla, bitti gitti hadi bakalım.
demem o ki kaurismaki, filmin bıraktığı yerden de sürdürülebilir bir yanı varmış daha bu fikrin.
demem o ki kaurismaki, filmin bıraktığı yerden de sürdürülebilir bir yanı varmış daha bu fikrin.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder