16.02.2014

ben seni koşarken de seviyorum hüsniye*

telefonu kapadıktan sonra içine büyük bir taş oturdu. midesi taşın altında kaldı, ciğerleri ezildi. o baskıyla gözlerine yaşlar hücum etti. taşın, kıyısından köşesinden derin nefesler alıp bıraktı. taş kımıldamıyordu.

attı kendini sokağa. iyi ki dışarı çıkacaktı. 
bir arkadaşı bekliyor meydanda. 
iç sesi hiç susmuyor. 
bu aralar koşu yapmaya çıksam iyi olur. koşmak, depresyonu geriletir. dopamin gerek. koşarsan artar. insanın içinde bir taşla yürümesi zor. şimdi koşayım mı meydana kadar. 

elleri cebinde ufak ufak hızlandı. koştukça ciğerinin şiştiğini ve taşı sıkıştırdığını hissediyor. iyi geliyor.
ellerini cebinden çıkardı. daha hızlı koşmaya başladı. ciğeri çatlayacakmış hissi ile. taşı hissetmiyor. küçüldü belki. 

meydana, arkadaşının yanına varınca durdu, eğilip dizlerine dayadı kollarını. keşke daha uzun olsaydı mesafe.
güldü arkadaşı: çok beklemedim ki niye koştun.
doğrulup bir nefeste bıraktı sözcükleri oraya:  kendim için koştum. iyi geldi.



yedi bela hüsnü adlı türk filminden bir kemal sunal repliği

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder