10.12.2010

hayırlara giden bir rüya örneği

sakarlığımın zirvesinde olduğum, çevremdeki herkesin kırdığım döktüğüm şeylere şaşırmadığı, bir masaya masadaki içecekleri döküp saçmadan oturamadığım bir dönemdi. (ergenlik evet) "zaten bi sakarlık yapmasaydın şaşardık" manasında müstehzi gülümsemeler, "biraz dikkat" manasında bezmiş göz devirmeler ya da "vurcam kafana şimdi" manasına gelen sinirli göz belertmeler altında eziliyordum. artık nasıl kafaya taktıysam sakarlığım, rüyalarımda bile bilinen bir vaka, rüyamda karşıma çıkan tanımadığım karakterlerin bile malumu birşey idi. sabahattin ali'ye bağladık farkındayım.

çevremdeki insanların bilmeden arttırdığı sakarlığımın (kınandıkça artan bişeydir sakarlık) bu gizli istibdat döneminde şöyle bir rüya gördüm sevgili rüya tabircileri. şimdiden söyleyeyim hayırlara da gitti bu rüyam. çok faydasını gördüm. sakarlığım yüzünden beni kınayan çevreme anlattım, çok utandılar, kınamayı  bıraktılar ve giderek azaldı sakarlığım.

rüyamda,
köhne bir arabalı vapurda, güneşli bir havada açıklarda seyahat ediyorduk. güvertede çocuklar koşuşuyor, teyzeler çıkınlarındaki yemeklerini yiyor, amcalar volta atarak sohbet edip sigara tüttürüyorlardı. ben de güvertede idim ve yalnız idim. derken gökyüzünde birden bize doğru gelmekte olan ve  hızla büyüyen bir uçak gördük, rüya saniyeleri içinde uçak bizim vapura çarptı. vapur birden can pazarına döndü. çok korkunçtu ve hızlı düşünmek gerekiyordu. 

nedense rüyamda yazılmamış bir kural olarak, herkesin bir çocuğu kurtarması gerekliydi. benimki de kafası sıfır numara traşlı bir oğlan çocuğuydu. nasıl oluyorsa herkes kurtarması gereken çocuğu biliyordu bir şekilde. konu buydu yani, herkes sorumlu olduğu çocuğu sağ salim kurtaracak. 

çarpışmanın hızıyla biz kurtarmam gereken çocukla vapurun orta katına düşmüştük ve su altındaydık. benim nefes problemim yoktu, balık gibi yüzüyordum ve bizi yukarıya çıkaracak bir çıkış buldum. hemen çocuğun kolundan tuttum ve çıkışa doğru sürükledim. planım çocuktan önce çıkıp onu da kolundan tutarak yukarı çekmekti. 

bu arada  herkesin kurtarması gereken çocuğu, kılına zarar gelmeden kurtardığını bir şekilde biliyordum, biz kalmıştık ve bu beni iyice baskı altına alıyordu. nihayet planladığım gibi yukarı çıktım ve aşağıdaki çocuğun kolunu yakaladım. malesef ki çocuğu yukarı çekeyim derken, yanlışlıkla kolu çıktı. o esnada göz göze geldik, ben yine bir sakarlık yapmıştım, çok mahçuptum. fakat çocuğun söylediği şeyle donakaldım. çıkan kolundan tutarak güç bela yukarı çekmekte olduğum çocuk, kafasını kaldırıp içi sıkılan, asık suratlı ve sakarlığıma şaşırmamış bir ifadeyle şöyle demişti:

-neyyssse. sen kurtar da...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder