ne be.
buraya yazcam tabi kaydadeğmez hikayelerimi nereye yazcam. kaydadeğseydi kitapçı vitrinlerini süslerdi. gerçi canan tan diye bi kadın yazar var mesela o da süslüyo. aman neyse ne. aklın kolaycı kıyaslara hep meyyali var zaten.
![]() |
zaten hastayım daha iyileşmedim de. ses tellerimi titretsem abdullahın biri yankılanıyor benden dışarı.
masadaysa herşeye rağmen bir telefon listesi... burcu bunlar arancak. tamam müdür ararız da inandırıcı olamayız. ben hemen arancak diyosamm. iyi be tamam.
masadaysa herşeye rağmen bir telefon listesi... burcu bunlar arancak. tamam müdür ararız da inandırıcı olamayız. ben hemen arancak diyosamm. iyi be tamam.
adam köpekbalığı gibi geziyo ortalıkta. ofiste üç kişi üç bi yandan kafa zikiyo ezberledikleri cümlelerle. ben de oyalanıyorum kendi çapımda. geldi bi ara. napıyosun. birikmiş okunacaklar var dedim. tamam hadi bitir de aramaya başla dedi. iyi tamam be.
iki saat sonra nihayet artık daha fazla yapacak bişey bulamayarak listedeki ilk numarayı aradım. ve tertemiz telefon listeme ilk tiki koydum. içerdekilere de seslendim laf olsun diye görüşme olumlu geçti dedim. tam o an hızla bana doğru gelmekte olan müdürü su yüzüne çıkardığı yüzgecinden tanıdım. olumlu sözcüğüyle birden bu keyif katili köpekbalığını kendime çekmiştim. masamın etrafında hızla dönüp dolaşmaya başladı ve sordu:
- ne kadarını aradın, kaçı olumlu sonuçlandı?
- bir !
adam sen duyduğu gibi bir asker dönüşüyle ok gibi fırlayıp çıktı odadan. vaaav... nası sinir olduysa. yüz ifadesini görenler sonradan bana tarif edemediler. bi de daha da arkasından seslendim adamın uyuz olduğunu anladığım halde:
- ama iyi tarafından bakarsak bir de bir müdür bey!
zevzek. halbuki zevzekliğin ne lüzumu var. "birçoğuna ulaşamadım ama olumlu derken olumlu geri dönüşü kastediyorsanız epey iş çıkar bence bu listeden" filan gibi uzuuun bi şekil yap ama içini uydur gitsin di mi. hadsiz.
daha da sormaz kaçı olumlu filan. en azından ordan yırttık.
yarın da yine aynı terane. ki böyle bir ay sürermiş, öyle diyolar.
napıcam bilmiyorum.
kozmonot başlığı benim de aklıma geldi. suzandışı böylesi vahim bir konu da normalde işe yarayabilirdi. müdür deli olmasaydı. maazallah başlığın camını kafamdayken filan kırar da sokar ahizeyi ordan içeri. hiç gerek yok gündüz gözüyle burnumun dibinde bi gerilim filmine.
bi sus, düşünüyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder