11.02.2011

yıldızlı bir gecede gökyüzünde görülen esrarengiz prompter


 "üzerimdeki yıldızlı gök, sonra bir prompter ve içimde ahlak yasası"
i. kant

hayatta bazen (ay yine başladı hayattan) hiç unutamayacağınızı ve her aklınıza geldiğinde güleceğinizi  henüz yaşanmaktayken anladığınız fıkra gibi kısa hikayelere tanıklık edersiniz. hayatınız boyunca anacağınız bu hikayenin, hayatınız boyunca sizinle birlikte olması muhtemel çok sevdiğiniz insanların başından geçmesini isterdiniz, lakin heyhat! hikayecileri öyle kafanıza göre seçemezsiniz.. zaten tanıksınız yok bi de seçeydiniz. (ayla ne diyo bu yavrum) işte yerli yersiz anlatıp durduğunuz  ve genellikle sadece sizin güldüğünüz o hikaye maalesef önemsemediğiniz, pek de tanımadığınız birilerinden çıkmış olabilir. buna hayatın cilvesi diyoruz. ve bundan böyle HC olarak geçecek yazıda. asıl önemli olan ise şudur:

herkes komik hikayesiyle yalnızdır. ona komiktir yani. ve genellikle, anlattığınızda kimselerin sizle birlikte gülmediği hikayeler de bunlar olur. boşuna çırpınmayın ve şöyle bitirmeyin: 
-"yaa anlatınca komik olmuyo da.. o an orda.." 
bunu yapmayın.. durumunuz bu kadar acıklıyken hayır. sıvamayın. 

diyeceğim, bende de böyle bir hikaye var, arada bazen bilmemkaçıncı baskıya girip birilerinin beynini ziksem de kimsenin benle birlikte gülmesini beklememeyi çoktan öğrendim dostlarım. anlatasım geldiğinde anlatıyor, kendi kendime kahkahadan kırılıyor, sandalyeden düşüyor ve yavaş yavaş sakinleşiyorum. neyi anlatmaya başladığımı bilen diğerleri ilgisiz bi ciddiyetle hikayemi bitirmemi bekliyor ve sonra kafalarını çevirip tütün fiyatlarından konuşmaya kaldıkları yerden devam ediyorlar. tamam be benimkine geçiyorum;

mevsimlerden yaz, corciyanın terasında serintili (serin|esintili) bir akşam havası içindeyiz.  baget ekmekten sandviç yapmışız. corciya'nın arkadaşlarını da say, toplam dört kişiyiz bir masanın etrafında. 

konu nasıl geldiyse havanın durumuna geldi. istanbul o anda kaç derecedir. hımmm...

tiplerden biri başını yıldızlı göğe kaldırıp birden ve nefes almadan, illere göre kendi hava tahminlerini saymaya başladı. elleri cebinde, gökyüzüne bakmaya devam ederek ve oturmakta olduğu sandalyesini de geriye doğru esneterek sayıyor:
- şimdi istanbul 30 derece olsa... izmir 34 derece, mersin 34 derece, sinop 28 derece, ankara 25 derece, kars...
(bu epey sürdü, hepimiz de sustuk bitirmesini bekliyoruz, ki 82 vilayetimiz var)

o böyle kaptırmış sayarken diğer tip önce ona yanaştı sonra kaldırdı başını, onun baktığı yere baktı bişey görmeye çalışır gibi, gökyüzünü kastederek şöyle dedi:
- nerden okuyosun bunları?

ahahahahiihihohoheheehehh hayallaahhhhöümmmm...  ...ımh , ... ve .
biliyorum.biliyorum.
bana komik.  

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder