11.05.2011

9: müdürce

yine bir çatışmanın ortasındayken, bir şekilde izimi kaybettirip attım kendimi bir trene, zaman sağ-sol kavgasının en şiddetli zamanı. nefes nefese nerdeyse ölürcesine çöktüm bir koltuğa. gençten bir kadınla adam içeri girercesine, boş koltuklara otururcasına. takip edilmediğimi anladıktan sonra bunlar benim ilgimi çekercesine. ikisi de alabildiğine gergincesine ve yasaksavma mantığıyla aralarında konuşurcasına. durakları bir bir geçerken yolcular da bir bir azalırcasına. 

baktım ki, kadın bir ara karşısındaki pencereye bakarcasına. ne gördüyse kadının formatı değişti birden. sonra arada bir yasaksavma düşüncesiyle pencereye bakarcasına.  alabildiğine şaşkın. adamsa alabildiğine gönüllülük temelinde bekler gibi yolculuğun bitmesini. o  zamanlar bana sarı diyorlar, deli diyorlar çünkü ben hep mücadelede ön saflarda.

üç saat sonra, aynı çifte bizim gizli karargahın yakınlarında denk gelircesine. şaşırdım  dünya küçükçesine. bir özel mülkiyetin içinde oturuyorlardı, yanlarından geçercesine giderken duydum ki kadın, banyoda satır olacaktı, dedi. tiiiiii.... devrimci kulaklarımla duydum yemin edercesine. alabildiğine güldüler sonra. ayrılırken de kafa tokuşturmuşlardır bunlar.


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder