21.06.2010

"mekan nerde" diye sorma, en son nereye koyduysan orda!

yaşım oldu otuz, nihayet o yıllardır kafamda evirip çevirdiğim tuhaf ve rahatsız edici sözcüklerden anlamlı bir cümle kurabildim. cümle şu:

"felsefe okumak aslında hiç bana göre değildi"

belki bir iki sözcük eksik ya da fazla olabilir ama hikaye bu. her türden açık uçlu sorular iç gıcıklayıcı ama başı sonu belli düşünce sistemleri, alternatif düşünme biçimleri ve destansı dünya kavrayışları gerçekten ve ancak iç parçalayıcı. nazarımda. ben pratiğin, somut olanın, elle tutulanın, öznel hikayelerin, temellendirmeye gerek olmayan hayallerin, hayatı daha komik yapmaya yarayan genellemelerin ve denizdeki gemilerin gözlerimi alamadığım büyüleyici duruşlarının varlığıyım. 

bugün bunu bir el havlusunu amacından biraz uzak ama çok takdire şayan bir işlev için kullanırken farkettim. bu aydınlanmaya bir havlunun sebep olması ise, otostopçunun galaksi rehberini deli gibi seven benim için tatlı bir tesadüf oldu. tekrar okumaya başladım. 

şimdi düşünüyorum, tevekkeli değil, okulda hoca hiç şakası olmayan bir eda ile "mekan nerde?" diye sorduğunda millet "ne kadar da yerinde bir soru bu böyle" dercesine kaşları çatık sağa sola havaya bakarken bana gülmeler, gülmekten ölmeler geliyordu. daha o zaman aynı hocanın değil de başka bir dersin hocasının dediğini yapmalı ve dersi terketmeli ve soranlara limon satmaya gidiyorum demeliydim. ver limonu al parayı sadeliğinde başlayıp kimbilir belki işleri büyütecektim, ticaret kafam gelişecekti ve buralar hep benim olacaktı. fakat o yaşlarda bu türlü keskin kararlar almak da zordu. 

felsefecilere ve felsefeyle uğraşmayı sevenlere çılgıncasına saygı duymama rağmen kabul edelim, bana bir bakın, söylediğim gibi di mi, potluk yapıyor biraz evet evet. okuduğum kitapların kafamın deli gibi açılmasına, üstü açılan arabalar gibi birden her yönden gelen rüzgarlarla ferahlamasına yol açtığını defalarca deneyimledim. felsefe kafası hakkaten güzel. dışarda deli dalgaların duvarları yalaması enfes, çöl ortasında şişedeki sinek durumu, banyo küvetinde balık avlama modu bambaşka... fakat arada sırada... 

vay ki vay, yanlış bölümde okudum ben lan. demek o yüzden felsefe öğretmenliğine de hiç bulaşmadım, tiiiiiiii.... hep dedim koşullar başka türlüydü filan....
içimden bir his, bu seçimde benim parmağım var diyo.?!:(!?...:))

1 yorum :

  1. insan bazen bunu anlasa bile bırakamıyor ya o kötü; üç sene iki sene okudum yarım mı bırakim diyo, geri kalan hayatını bi kaç seneye tercih edip..

    YanıtlaSil