24.12.2010

vaka kaydı: kaçışa bak

"Aşk sabitti gülse hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal"

birlikte olduğumuz ve birlikte mi olsak ayrı mı dursak karar veremediğimiz zamanlardı. esasen ilişkinin bütün zamanlarıydı. ve anladığım kadarıyla derdi tasası biz ayrılınca ikimizin yolu üzeri olan boğa'dan nası geçeceğiydi. ya benle karşılaşırsaydı, ne yapardı, ya beni biriyle görürseydi, buna nası dayanırdı. bakıyorum da aslında tam dayaklıktı.

bugün korktuğu başına geldi. :))
iki ay üzerine, tam da tahmin ettiği gibi boğa'da karşılaştık. benim yanımda kardeşim vardı. işten çıkmış aheste yürüyorduk, ağzımda da mesai sonu sigarası, yürüyoruz ,boğa'ya dönük yüzlerimiz. O ise boğa ile benim aramdan geçiyor büyük adımlarla. ilk gören bendim, avantaj bende yani, saçmalama olasılığım daha az. ve saliselerde içimden geçen "lütfen dönüp bakmasın" bakmasın.

nerdeyse birbirimizin görüş alanından çıkarken döndü baktı akıllı. hah, beğendin mi yaptığını. ve hazırlıksız tabi.  bir daha baktı. hani öyle olur ya. 
ilk bakışında çok küçük bi an gözgöze geldik. ikinci bakışında ben önce başka bi yere baktım, sonra yere indirdim gözlerimi. sigarayı da ağzıma götürmüş halde kalakaldım. bıyık yapmış evet.

o çok kısa bir an durakladı. ben selam vermemiş oldum. demek selam vermemeyi seçtim. karşılaşsam ne yapardım hiç düşünmemiştim. demek böyle olacakmış. sonra sağlam kafayla düşününce selam verebilmek isterdim. olmadı ama. kaybolsun gözüm görmesin hissi geldi bana o an. 

sonrası komik. bana bakan karşıdan der ki charlie baltimore gibi kadın. "n'aptığını biliyo bu" görüntüsü veriyorum. beni gören, korktuğu başına gelen adamcağız ise karşılaşma  akabinde bir depar attı ki, seyrine doyum olmadı. baktım ardından, emindim çünkü bir daha arkasına bakmayacağına. iyice hızlandı. adeta koşarak geçiyordu karşıya. hatta kardeşime dedim ki, ardından bakarak ve hala ağzımda sigarayla ve gayet sakin bi havada:

- kaçışa bak!

hahahaha. böyle dedim işte. kardeşim de kaderine küstü, ulan bu an'a mı denk gelecektim dedi. sonra biz döndük kuşdili'ne. yazık, boylu boyunca bütün bahariye'yi ensesinde soluğumu hissederek filan katetmiştir. biliyorum. tanıyorum. komik geliyo.

daha da bir ay geçmez boğa'dan. yine alt sokaklardan filan dolaşıcak. bir ara taksiyle dönüyodu evine.
eve gidince kapıyı kapattığı gibi yaslanıp ohhh filan da demiş midir acaba. hay allah yaa.

o an, başka bir yere ışınlanabilme kabiliyeti olsaydı kullanırdı. bir hakkı kalmış olsa bile.
bense serseri tipler gibi ağzında sigarayla görüntü vermek istemezdim, seçme şansım olsaydı.
yine o kız gibi bi tavır sergiledi bense raif efendi gibi geçtim kayıtlara... yanıyorum yanıyorum buna yanıyorum.

demek selam vermedik ha burcu? kırgınsın demek be kız. 

yeni yıla bu hikayeyle girmiyoruz tamam artık. yarın toplantıların var sunumlar yapıcan, bırak bu işleri.

4 yorum :

  1. koşuşunu kameraya çekseydin izlerdik.

    birde koşarken düşse filan koyverirdik makaraları.

    YanıtlaSil
  2. bi dahaki sefere artık :) hem benim de ellerim titremez kalbim güplemez.

    rahat rahat çekerim. hatta o hızlanınca bu sefer yolu da değiştirmem, ben de hızla giderim peşinden. hem arkasında eli kameralı takipte görürse beni, gereken düşmeyi de elde ederim sanıyorum.

    YanıtlaSil
  3. can sıkıcı karşılaşmalar rahatsız ediyor insanı...
    bence tanrının bizimle oyun oynaması...
    zira karşılaşayım diye gidebileceği yerlerde sümsük sokak köpekleri gibi kendi ekseninde dolanıp dururken bir b.k olmazda, görmemek için dua ettiğinde sevmediğin ot misali burnunun dibinde çıkması yokmu deli ediyor insanı...
    çok yakın bir zamanda yaşadım, onun bana "artık sevgili olamayız selda, arkadaşça görüşelim, kabul ediyorsan böyle" (sen lan daha iki gün önceki adam nere gitti, bu karşımdaki de kim diye afallarken) cümlesinin akabinde "ama seni insan olarak kaybetmek istemiyorum"(böyle zamanlarda insanın hayvanlaşıp suratının ortasına bir yumruk atası geliyor, hayvan olarak kaybet ozamannnn naaall sana nayvaaan diyesi geliyo) cümlesinin geldiği, benimde bir sürü saçma devrik cümle kurup şimdi bile tam olarak ne söylemek istediğimi bilemediğim günün sabahında( en az bir yıl onu görmek istemezken) löng diye karşıma çıkıyor herif...
    senin gibikıyımdan köşemden de değil tam olarak yarıçapımdan üzerime üzerime yürüyor.
    Sonrası ne it girmiş ne ziyan olmuş tavrıyla, gülümsemeler, samimiyetsiz bir ne var ne yok sohbeti, saniye mi geçti, dakika mı, zaman anlamını yitirdi, içimde sadece uzaklaşma duygusu...evet sonunda sohbeti hızla kesip uzaklaşan ben oluyorum...Sohbete nokta koymakla kırılan onurumu mu onarmak istiyorum ne...
    aklımda kalan son cümlesi "çok güzel olmuşsun bugün " sözüyle uzaklaşıyorum... Yüzüme aptal bir gülümseme yayılıyor....sonra hızla kendime geliyorum...
    Allah belanı versin selda.git yüzünü yıka, kendini soğuk suya tut:)
    böyle durumlarda karşılaşsanda konuşmamak en iyisi vesselam ....

    Selda.(bu arada siteye üye olma yerini bulmamak için direniyormuyum ne :)

    YanıtlaSil
  4. 'cok guzel olmussun' lafi tam tokatlikmis. boyle boyle insanin ayarlarini bozuyo bu tipitoslar. :)

    YanıtlaSil