
"sevgili scrat,
geçenlerde bir gece arayıp
alkolün verdiği o bilirkişi sesiyle
"burada çok yıldız var burcuuu" demiş ve üflemiştin. (telefonuma baktım 500 promildin)
sen öyle deyince bende kaldırdım ayık kafamı, tepemdeki gökyüzüne baktım.
deli martılar burdaki yıldızları çoktan yemişti. o gece yanına gelmeye karar verdim.
biletimi aldım nokta. 35 numaralı yolcuyum virgül. -gibi oturcam bi koltukta kaç saatlerce.
şu molalarda otobüsü kaçırcam korkusuyla her tuvalete gittiğimde geri kaçan çişimi beklerken korktuğum başıma gelmezse,
yarın sabah 9'da çeşme merkezde yolcu indirmek için az bi duraklayan kamil koç,
tekrar hareket ederken,
tekerleklerinin kaldırdığı kum ve tozun ardında, elinde tahta bavuluyla bir garip mongo belirecek.
o senin arkadaşın. onu almaya git ve ona bir oda ver, bir evi olsun, ama zaman zaman da çıkıp
gidebileceği bir ev... ona söylemek istediğin o kadar çok şey var ki... söyle ona... ona de ki...
"akşamları serin oluyor üzerine kalın bişeyler aldın mı"
diycen biliyorum. bin defa dedin ama yine diycen. bunu söyleyip bütün sahneyi absürdedicen.
gece karanlığında yıldızların altında yatıp kahkahalarla gülmek için,
yatarken kahkahalarla gülmekten tıkanınca doğrulup devam etmek için
geliyorum ulan."