kuşlar.
apartman boşluğundaki kuşlar.
bi gitmişlerdi bunlar. demek sonbaharda gidiyorlar. havalar soğuyunca geri dönüyorlar. işin tuhafı, en alt katta oturan eski tiyatrocu teyzenin öksürük krizlerinin zamanlaması da aynı seyrediyor. kuşlar yokken teyze öksürmüyordu. kuşların gelişiyle birlikte teyzenin krizleri de geri geldi. kapıcı yılmaz efendinin dediğine göre teyze astım hastasıymış buna rağmen çok sigara içiyomuş, alkol de alıyomuş, e haliyle'ymiş.
geçen sabah uyandığımda öylesine bi yerlere bakınıyorken apartman boşluğuna baktım. öyle denk geldi yani. dolaptan sarkan çorap tekine de bakabilirdim, apartman boşluğuna baktım.
fakat bakakaldım.
ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. yok gördüklerim karşısında değil. normalde sabahları ne düşünmem gerektiğini zaten bilemiyorum. ama bu kez tanrı bana ne düşünmem gerektiğini gerçekten bilemeyeceğim bir sebep de vermişti. baktığım yerde kalmıştım:
şu karşımda, apartman boşluğundaki su borusuyla duvar arasına sıkışmış bir kuş ölüsü mü vardı orada da, ben mi yanlış görüyordum?
bir kuş muydu o?
ölü müydü?
beyaz karnı mıydı o, kafası arkaya mı düşmüştü göremiyordum?
orada mı çürüyecekti?
karşımda mı çürüyecekti?
ahlaktan nasibini almamış diğer deli arkadaşları gelip karnını gagalamaya mı başlayacaktı?
en iyi ihtimalle ben her gün kelimenin gerçek anlamıyla bir çürümeye mi tanıklık edecektim?
onu oradan kim alacaktı?
yılmaz efendiye söylesem alır mıydı?
neyle alacaktı?
sopa var mıydı sopa? uzun?
ya yılmaz efendinin kuş ölüsü gibi kokan ayakları ne olcaktı?
kuş ölüsünü ordan almak için illa ki eve girmeyecek miydi bu adam? mübareğin ayak diye üzerinde yürüdüğü iki kuş ölüsü. kuşlar buna mı geliyo acaba?
iyisi mi pencereye perde asar, bir daha da açmam, yılmaz efendi'ye de bişey demem, ölü kuş görmem.
yatağımı düzeltirken hayat hikayemin yüklemesi tamamlandı, güncellemesi yapıldı, gözlerim ışığa alıştı yılmaz efendinin ayakları akıldan çıktı.
tekrar kaldırdım kafamı, tülü de çektim baktım kuşa.
değilmiş.
su borusununa eklemlenen kısa boruymuş gördüğüm. aynı da kuş karnına benzemiyo mu ama. ay oh iyi aman neyse ki.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder