21.12.2011

loves of a blonde

güldürürken düşündürmedi, düşündürürken de güldürmedi.
hem güldürdü hem düşündürdü, ikisini de ayrı ayrı yaptı.
izlemek için doğru günü seçmemişim gerçi ama olsun, filmde biri ağlarken onunla birlikte ağlamayı seviyorum.

bir genç kızın kendini değersiz hissetmesi için elinden geleni yapan toplum hayatını hiç de dramatize etmeden ifade eden bir filmmiş. iyi ki izlemişim. 

şimdi orada durumlar nasıl bilmiyorum ama 1960'ların çek toplumu, kuaförleri dışında(gelicem oraya da) şimdiki türk toplumuna çok benziyormuş. epey eğlenceli sahneleri olan filmde bir anne tiplemesi var ki, inanılmaz tanıdık.
bizim buralarda "erkek adam" diye yetiştirilen/mekte olan milyonlarca küt kafalı zübükzadenin annesine çok benziyordu.

bir erkeğin bundan daha güzel bir tarifi olabilir mi :) büyüksün milos!


işte filmin en 'ay bakamıycam' sahnesi. belleklere kazınacak berbat saç modelleri.

film ayrıca, görülebilecek en berbat saç modelleri bakımından da  ibretlik bir belgesel, görsel bir eziyet, toplu bir delilikti. holivudu düşünüyorum, dönüyorum bizim yeşilçama bakıyorum, yok arkadaş! demek zamanında çekoslovakya sovyet tanklarından çok, kendi kadın kuaförlerinin makaslarından çekmiş. "iç düşman"ın da böylesi!

4 yorum :

  1. :) (: // :))) //:s

    neremle güleceğimi bilemiyorum.. süper saçmalamışsın ama yine de harika olmuş..

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim,
    zaten maksadım süper saçmalarken yine de harika olmak .)

    YanıtlaSil
  3. Hatırlıyorum filmi vermiştin sen bana, o kadar çok bekledi ki bir türlü izleyemeden bir de hala bekliyor demekten bıktığım için izlemeden silmiştim. Güzel satır araları vermişsin. Çokça sırıttım okurken.
    Not: Gülmek için ağzımı kullanıyorum.

    YanıtlaSil
  4. scrat;
    o değil de, nooldu senin iş başvurusu? 30 kalemi tamamladın mı :)

    YanıtlaSil